Sarıgül: Polis çok ağır şartlarda mesai yapıyor

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

Sarıgül, şu değerlendirmelerde bulundu: “Devlet ve millet olarak polisimize sahip çıkmamız kıymetini bilmemiz ve desteklememiz lazım. Belediye başkanlığım sırasında ve şimdi Türkiye Değişim Partisi genel başkanı olarak her zaman emniyet mensuplarının yanında oldum. Polislerin sorunlarına sürekli dikkat çektim. Bu sayede 3600 ek gösterge ve polislerin promosyonuna çözüm bulduk. Polislerin çalışma koşulları düzeltilmeli, özlük hakları iyileştirilmelidir. Büyük şehirler de çalışan polislere tazminat verilmelidir. Gece çalışmasına fazla mesaiye ve ek görevlere ücret ödenmelidir.   Türkiye Değişim Partisi olarak ittifak siyaseti ve kutuplaşmanın önümüzü kesmesine izin vermedik. Eğriye eğri, doğruya doğru dedik. Duruşumuzu, çizgimizi bozmadan ilkeli siyaset yaptık. Önümüzde iki seçenek vardı. Ya ülkeyi yöneten cumhur ittifakından yana olacaktık. Ya da demokratik parlamenter sisteme dönmek isteyen millet ittifakını destekleyecektik. Türkiye Değişim Partisi olarak kurulduğumuz günden bu yana tarafsız cumhurbaşkanı, güçlü meclis ve bağımsız yargıya dayanan, demokratik parlamenter sistemden, yana olduğumuzu söyleyen bir partiyiz. Koltuk için yön değiştirmedik, saf değiştirmedik, ağız değiştirmedik.   Türkiye’nin, bu sistemden çıkması demokratik parlamenter sisteme dönmesi lazım. Sayın Kılıçdaroğlu, uzlaşmacı kişiliği, demokrat tavrı ve devlet deneyimiyle parlamenter sisteme geçiş için en uygun adaydır. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğimizi ilan ettik. Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin yüzde yüzünü kucaklar ve herkesin cumhurbaşkanı olur. İhtiras ve kudret düşkünlüğü olmayan bir devlet adamıdır. Devlete ahenk ve uyum getirir. Herkesin yetkilerini anayasal kurallar içinde kullanmasını sağlar.   Eskiden “koskoca Türkiye Ankara’dan yönetilemez” diyorduk Şimdi koskoca Türkiye Külliye’den yönetilmeye çalışılıyor. Türkiye Değişim Partisi olarak böyle bir sistemi desteklesek, çıkıp halkımıza ne diyecektik? İşsizlik yok mu diyecektik? Soğanın kilosu 20 lira olmuş, 1 kg kıyma 300 lira olmuş, hayat pahalılığı yok mu diyecektik? Bunlar var ama biraz daha sabredin mi diyecektik? Vatandaş, “20 yıl sabrettik daha ne kadar sabredeceğiz?” dese ne cevap verecektik? Bu sisteme karşı çıkmamızın bir diğer nedeni sistemin yüzde 50+1 oy almayı gerekli kılmasıdır. Siyaseti ittifak siyaseti haline getirmesidir. Bize göre, partiler seçmenin önüne, kendi güçleri, projeleri ve söylemleriyle çıkmalı, her koyun kendi bacağından asılmalıdır.   Türkiye Değişim Partisi olarak yeni dönemden ne bekliyoruz? 2023 yılının cumhuriyet yılı olmasını teklif ettik. Cumhuriyetimizin 100.yılını coşkuyla kutlamamız lazım. Devleti yeniden rayına sokmamız lazım. Devletin hesabını kitabını toplamamız, bütçe disiplinini sağlamamız lazım. Enflasyonla mücadele etmemiz lazım. Depremin bir maliyeti olacak kaynak bulmak gerekecek. Vergi alınacaksa yoksuldan değil zenginden almamız lazım. Yeni dönemin parolası, tarlada, fabrikada üretim, kamuda dürüst yönetim olmalıdır. Tarıma öncelik vermeli, köyleri yeniden canlandırmalıyız. Lüks araç saltanatına son verilmeli, israf ve şatafat bitirilmelidir. Fakir doğan fakir ölüyor. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak şarttır. Fabrika sahibinin çocuğu ile fabrikada çalışan işçinin çocuğu aynı okula gitmelidir.   Dış politikada başımız sürekli dertte olmaktan çıkarılmalı. Devlet rayına, ekonomi yoluna sokulmalı, ülke huzura kavuşmalı. Türkiye tek adam yönetiminden kurtulursa sorunlarını çözme imkânına kavuşur. Şimdi bize düşen görev canla başla çalışmak ve Türkiye’yi bu girdaptan kurtarmaktır. Kimse kaygılanmasın,14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimin ertesi sabahında kazanan demokrasi olacak.”