“Yıllardır atak geçiriyordum, artık korkmadan yaşıyorum”

Sivas’ta yaşayan 28 yaşındaki Reyhan Yiğitsoy, yaklaşık dört yıl önce trigeminal nevralji tanısı aldı. İlaç tedavileri, algoloji uygulamaları ve radyofrekans işlemlerine rağmen şikayetleri giderek ağırlaşan Yiğitsoy, sonunda ağrılarından mikrocerrahi operasyon ile kurtuldu. Medicana Sağlık Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özhan Merzuk Uçkun tarafından gerçekleştirilen başarılı ameliyat sonrası genç hasta “Korkusuzca yaşamak çok güzel bir şey” dedi.

Felç geçirdiğini sandı

İlk atağını 2021 yılında yaşadığını belirten Reyhan Yiğitsoy, o günü şöyle anlattı:

“Bir sabah yüzümün sol tarafında ani bir çekilme hissi ile uyandım. Felç geçirdiğimi düşündüm ve hemen nöroloji polikliniğine başvurdum. Tetkikler sonucunda trigeminal nevralji tanısı konuldu.”

İlaç tedavisine rağmen ağrıları giderek şiddetlendi. İki kez radyofrekans uygulanan Yiğitsoy’un çenesi kitlendi, artrosentez oldu, uzun süre gece plağı kullandı. Son çare olarak algoloğa başvurduğunda ise ameliyatın tek seçenek olduğu bilgisiyle yüzleşti.

Çareyi yapay zekâda buldular

Tatil için kız kardeşinin yanına geldiği sırada yeniden atak geçiren Yiğitsoy, tam bu aşamada yapay zekâdan destek aldıklarını ifade etti:

“Ben hastalığı kabullenmiştim. Ama kız kardeşim yapay zekâya ‘Bu alanda en iyi hekim kim?’ diye sorduğunda ilk olarak Prof. Dr. Özhan Merzuk Uçkun’un adı çıktı. Hemen kendisine ulaştık ve ertesi gün hastanedeydik.”

Ameliyat için uygunluğu belirlendikten bir ay sonra operasyon gerçekleştirildi.

“Artık korkmadan yemek yiyebiliyorum”

Ameliyat sonrası yaşamının tamamen değiştiğini söyleyen Yiğitsoy:

“Günde 4–5 kez atak geçiriyordum. Yemek yemeye, yüzümü yıkamaya hatta uyumaya bile korkuyordum. Şimdi çok iyiyim. Korkusuzca yaşamak çok güzel bir şey… Prof. Dr. Özhan Merzuk Uçkun’a minnettarım.”

“Delirten hastalık” hakkında uzman uyarısı

Prof. Dr. Özhan Merzuk Uçkun**, trigeminal nevraljinin “intihar hastalığı” olarak da bilindiğini belirterek şu bilgileri verdi:

“Trigeminal sinirin çeşitli nedenlerle baskıya uğraması sonucu yüz, çene ve göz çevresinde şiddetli ağrılar oluşur.
Diş fırçalama, yüz yıkama, yemek yeme gibi basit hareketler bile ağrıyı tetikleyebilir.”

Tedavide önce ilaç uygulandığını, ancak ilaçlara yanıt olmayan durumlarda farklı yöntemlerin devreye girdiğini belirten Uçkun şunları ekledi:

“Radyofrekans, Gama Knife ışın tedavisi, gliserol enjeksiyonu ve mikrovasküler dekompresyon gibi cerrahi seçenekler bulunmaktadır.
Cerrahi tedavi, başarı oranının %90’ın üzerinde olması nedeniyle en etkin ve kalıcı yöntemdir.”