Prof. Dr. Sözbilir “Seferihisar Fayı’nın Kırılma Zamanı Yaklaştı”
Haber: Çağatay Yiğit Akkaya ve Kameraman: Cem Tibet Demirezer - Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, Bilim Kafe Sohbetleri düzenlendi. Sohbet kapsamında “Deprem ve İzmir” konuşuldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözübilir, deprem ile ilgili kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu.
Deprem master planıyla ilgili konuşan Prof. Dr.Sözbilir “İzmir’in ilk master planı 2000 yılında yapılmış. Yani bundan yirmi beş yıl önce. Biz o master planına baktığımız zaman son yirmi beş yılın yapı stoğunu bulamıyoruz. Dolayısıyla şu an alimizde var olan master planı bilimsel ve teknik manada pek bir işimize yaramıyor. O yüzden yenilenmesi gerekiyor, revize edilmesi gerekiyor. Bu konuda son aşamaya gelmiş durumdayız” dedi.
Fayın etkisi ile ilgili Prof. Dr. Sözübilir “Şu anda teknoloji her yerde ev yapma imkanı sağlıyor. Ancak sadece tek bir yerde oturamıyoruz. O da fayın üstü. Çünkü orada fay, derpem sırasında yeryüzünü yırtıyor. Eğer binan üzerindeyse senin binan çelikten bile olsa yıkılıyor. Bütün dünyada bu böyledir. Fayın üstü yapılaşmaya kapatılır. Ancak hangi fay üstü? Bütün fayların üstünü kapatmaya gerek yok. Yakın zamanda deprem üretebilecek fayın üstünün kapanması yeterli olacaktır. O nedenle haberlerde çıkan şuraya oturun buraya oturmayın tarzındaki açıklamaların bilimsel hiçbir temeli yoktur” diye belirtti.
Yapı Stoğu Yüzde 60 Oranında Dayanıklı DeğilProf. Dr. Sözübilir “Bizim şu an için problemimiz var olan yapı stoğumuz. Yüzde 60 civarında depreme dayanıklı olmayan bir yapı stoğuna sahibiz. Bizdeki faylar İzmir’in her yerine dağılmış durumda. İzmir’in bir yerinde değil. Şu anda 17 tane fayımız var. Dört tane şu an aktifliği ispatlanmamış fayı da katarsak 21 tane fayımız var sadece kara kısımında. Deniz kısmına bakarsak da bir o kadar var. Bizde şu an bir deprem olduğunda 40 tane faydan birisi çalışabilir” diye konuştu.
“İzmir Fayı Olmazsa Körfez De Olmaz”Fayın olumlu ve olumsuz yönlerini sıralayan Prof. Dr. Sözbilir “İzmir fayı olmazsa körfez de olmaz. İzmir fayı çalıştığı için deniz içeri giriyor o körfezi oluştuyor. Size buradaki yaşamsal anlamda tüm güzellikleri faylar veriyor. Ama bizden istedikleri tek bir şey var benimle iyi geçin diyor. Nerede oturacağını bana bakarak söyleyeceksin diyor. Ben karar vereceğim nerede oturacağına diyor. Doğadaki en zor konu da fayları tanıma konusu olacaktır. Çünkü o doğadaki en büyük jeolojik yapıdır” diye vurguladı.
“Tehlike İzmir Fayı’nda”Prof. Dr. Sözbilir “Sındırgı’da iki depremde de fay, yeryüzüne kadar gelmiş. Fayın yeryüzüne kadar gelesi bizim ölmeye başlamamız anlamına geliyor. Yerin altında kaldıkça sıkıntımız yok ama yeryüzüne gelip depremde yeryüzünü parçalarsa bizim için sorun teşkil ediyor. Bu bütün dünyada böyledir. Sındırgı da şu anda 20.000’i aşkın deprem meydana geldi. Belli bir durağanlık var son iki üç günde. 3 ve 4 durdu. Bu çok da iyi bir şey değil aslında bir bölgede deprem olurken o deprem aktivitesi bir anda duruyorsa, o fayın stres biriktirdiği anlamına ve gerilim arttığı anlamına gelebilir” dedi.
“Tuzla Fayı’nın Kırılma Zamanı Geldi”Prof. Dr. Sözbilir “Tuzla fayının yakın bir zamanda deprem üreteceğini biliyoruz. Ancak Menemen, Güzelhisar, Gülbahçe, Seferihisar, Bergama faylarının da bu sistem içine katılma zamanı geldiğini görüyoruz. İzmir için en riskli fay İzmir fayıdır. Çalışırsa en fazla can kaybı İzmir Fayı’nda olur. Çünkü İzmir Fayı tüm körfezi içine alıyor. İzmir fayı çalışırsa en 25 bin insan hayatını kaybedecek. Ama İzmir Fayı’nın yakın zamanda çalışma şansı yok. Çünkü İzmir Fayı son depremini 1688’de yapmış. Ama o fayın deprem üretme aralığı bin yıl. İzmir fayının yakın zamanda yıkıcı deprem üretemez. Ama Tuzla Fayının deprem üretme zamanı geldi. 7.2’ye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla en tehlikeli faydır şu an için. Seferihisar depremi 3000 yıl deprem üretmiyor. Fay üretme aralığı da o kadar. Gülbahçe son depremini 1389’da yapmış” açıklamasını yaptı.