Omurilik Onarımında Biyomühendislik Yaklaşımı EÜ’den Geliyor

TÜBİTAK'tan EÜ Ekibine Destek

Ege Üniversitesi (EÜ) Biyomalzemeler ve 3 Boyutlu Biyoarafazlar (EBioPhase) ekibinin "Omurilik Hasarında Glial Skar Patofizyolojisine Yönelik Hibrit Ekstrasellüler Veziküllerle Fonksiyonelleştirilmiş Nanolifli Doku İskelelerinin Etkisinin İncelenmesi" başlıklı projesi, TÜBİTAK'ın 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

Proje, EÜ Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Aylin Şendemir liderliğinde yürütülecek. EÜ Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Yiğit Uyanıkgil, Fen Fakültesi'nden Doç. Dr. Güliz Ak Demiröz ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ezgi Turunç Özoğlu da araştırmacı olarak projede yer alıyor.

Rektör Budak'tan Tebrik

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, proje ekibini makamında ağırlayarak başarılar diledi. Budak, bu tür multidisipliner çalışmaların üniversitenin araştırma ekosistemine değer kattığını ve uluslararası görünürlüğünü artırdığını söyledi.

Omurilik Hasarına Yeni Tedavi Yaklaşımı

Doç. Dr. Aylin Şendemir, halen devam eden Avrupa Birliği (M.Era-Net) projesi kapsamında omurilik hasarını vücut dışında taklit eden bir deneysel model geliştirdiklerini hatırlattı. Yeni proje ile bu model üzerinde biyomalzemelere dayalı tedavi yöntemleri geliştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.

"Omurilik hasarı sonrası oluşan ve sinir iyileşmesini engelleyen enflamatuar mikroçevreyi baskılamak için bitkisel kaynaklı vezikülleri yeniden biçimlendirerek hedefe yönelik ilaç taşıyıcı olarak kullanacağız. Böylece hem omurilik hasarına yeni bir tedavi yaklaşımı sunmayı hem de geliştirilecek hedefleme yönteminin başka hastalıklarda da uygulanabilirliğini araştırmayı planlıyoruz" dedi.

Peki Bundan Sonra Ne Olacak?

Proje sonuçlarının, omurilik hasarına yönelik klinik çalışmalara giden yolda önemli bir adım olması bekleniyor. EÜ ekibi, elde edecekleri verilerin diğer nörolojik hastalıkların tedavisinde de kullanılabilecek yeni biyomühendislik çözümlerinin önünü açabileceğini belirtiyor.