CHP’li Kılıç’tan parlamenter sistem çağrısı
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye’yi çok yönlü bir krize sürüklediğini savunarak parlamenter sistem çağrısı yaptı. Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada ekonomiden yargıya uzanan sorunların çözümü için Türkiye’nin yeniden güçlü bir parlamenter demokrasiye dönmesi gerektiğini ifade etti.
“Sekiz yılda verilen hiçbir söz tutulmadı”Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne 2017 referandumu ile geçildiğini hatırlatarak, o dönemde kamuoyuna sunulan vaatlerin yerine getirilmediğini söyledi. Ekonomiden adalete, sağlıktan eğitime kadar birçok alanda derin bir çöküş yaşandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de uzun yıllar boyunca uygulanan parlamenter sistem, 16 Nisan 2017 referandumu ile yerini tek merkezli bir yönetime bıraktı. Hızlı karar, güçlü ekonomi, istikrar ve daha güçlü bir kuvvetler ayrılığı vaat edilmişti. Ancak sekiz yılda bunların hiçbiri gerçekleşmedi; ülke tam tersine ekonomik ve sosyal bir çöküş yaşadı.”
“Meclis, milletin kürsüsü olmaktan çıkarıldı”Kılıç, sistemin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni devre dışı bıraktığını savunarak Meclis’in anayasal yetkilerini kullanamaz hale geldiğini söyledi:
“TBMM, bugün saraydan gelen metinleri onaylayan bir daireye dönüştürülmüştür. Milletvekilleri temsil görevini değil, talimatla el kaldırma görevini yerine getiren bir pozisyona itilmiştir. Kanunlar artık Meclis’te değil, sarayda yazılıp postalanmaktadır. Bu, milli iradenin gaspıdır.”
“Kuvvetler ayrılığı yok, kuvvetler yandaşlığı var”Açıklamasında yargı bağımsızlığının büyük yara aldığını belirten Kılıç, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının tanınmamasının hukuk devletini zayıflattığını vurguladı:
“Yürütmenin denetlenemez hale geldiği bir yönetimde hukuk devleti olmaz. Bugün karar mercileri tek imza etrafında şekillenmiş durumdadır. Cumhuriyet, halk iradesini bir kişiye teslim eden bir rejim değildir.”
“Parlamenter sistem bir özlem değil, mecburiyet”Kılıç, parlamenter demokrasinin Türkiye için bir tercih değil zorunluluk olduğunu dile getirerek güçlü Meclis, bağımsız yargı ve özgür basın üçlüsünün yeniden tesis edilmesi gerektiğini söyledi:
“Hesap verebilir yönetim ve denetlenebilir bir iktidar olmadan Türkiye nefes alamaz. Güçlü Türkiye, ancak güçlü bir Meclis’le mümkündür.”